16 Ağustos 2017 Çarşamba

Kişilik analizi ve Özellikleri. Karaktere etki etmekte olan Burç meselesi "Boğa Olmak" ve de Fıtratımda neler var konuşması Günceli



Öncelikle;

Hisset! Aldığın her yavaş nefesle durağanlaşan zamanı hisset...
Bu cümleyi okumaya bayılıyorum. Reset atmak gibi bi şey.


Bu arada bu Güncel'de bahsedeceğim konular, İnsan Psikolojisi ve Zihin/ Kişilik Çözümleme olarak söylediğim ama bahsetmediğim konunun yazısı.


Burç meselesi ile başlayalım. Boğa.
Karaktere etkisini, verdiği özellikleri okuduktan sonra not aldıklarım;

Geçmişin pişmanlıklarıyla gereğinden fazla meşgul olurlar.
  • Geçmişin pişmanlıklarıyla gereğinden fazla meşgul olurlar.
  • Sorunlarını anlatamamaktan, anlatabildiği kadarının anlaşılmamasından, kendinin bile anlamamasından da fazlasıyla sıkıldı.
  • Kırılırsa kaybolur ortadan, gurur yapar... Konuşmamazlık etmeyin, gerekirse ısrar edin, belli etmez ama hoşuna gider. Normale döner. 
  • Sevdiklerini sinir etme hastalığı var.
  • Çok kafasına takıyor her şeyi. Olup biten her şeye kafasını takar.
  • İç dünyası garip.
  • Boğa’lar bir şeye ya takıntı derecesinde ilgilidir, ya da dünyanın en umursamaz insanı modundadır. Ortaları yoktur.
  • Boğa mutlu olmaya korkuyor. Çünkü ne zaman çok mutlu olsa hep bir şeyler ters gidiyor.
  • Çok fazla hayal kırıklığı yaşadı.
  • Çok gülüp, az mutlu olan burçtur.
  • Morali bozuksa, yaklaşmayın.
  • Kırıldıkça değişir.
  • Hafızası cidden kuvvetlidir. Her şeyi hatırlar, hatırlatır. Sadece dalgındır. Elindeki bir şeyi bile unutup, onu başka yerde arayabilir.


BOĞA’nın ruh hali: "Herkesi teker teker hayatımdan çıkarmak istiyorum. Kimsenin sesine bile tahammül edemez oldum." Biliyor musunuz, en iyisi.

Bu ruh haline arasıra kapılıyorum.
Özellikle okul zamanı hani her fakültede bulunan obez, sabah akşam farketmez kişnercesine kahkaha atıp insanlar rahatsız olur mu sabahın körü millet uykulu sessiz olsam mı diye düşünmeyen, okula gelirken yolu şaşırıp inşatta çimentoya yüzünü sokup sokup çıkarmışçasına boyalı kızları görünce.
Şuan anlatırken bile bana bi daral geldi. 

Kısaca; Tahammül yeteneğim yavaş yavaş azalmakta.

___________________________________________________________________________________________________________

Fıtrat konusu;
Çevreni duvarlarla örmüşsün. Öyle herkesi içeri almıyorsun, hayatında yer vermiyorsun. İnsanlara güvenmen gerekiyor. Güvenmediğin bir insan senin çevrende olmayı bırak senin ortamına bile giremez. Bu kadar da katısın.

Çok açık ve net. Bu cümleler gerçekten doğruydu okuduğum gibi evet aynen bu işte olmuştum.


Zaten İslam'da da olay bu, kalbi ve beyni perdeyle örtülü rezil sıfatsızlarla aynı ortamda bulunmamak gerekiyor. Evet sabır önemli, ama bi süreden sonra o ortamda bulunmamak en iyisi.


İnsanlardan nefret ediyorsun!
Sen ne içe kapanık ne de utangaçsın: Sen resmen insanlardan nefret ediyorsun. Onların saçma sapan tripleriyle, dramalarıyla ve entrikalarıyla uğraşmaktan o kadar tiksiniyorsun ki kendini onlardan resmen soyutluyorsun! Hiç de fena yapmıyorsun. Ne gerek var başkalarının bu denli gerginliğiyle uğraşmaya. Sen kendi halinde kendi hayatını yaşamayı seçmiş ve son derecede mutlu olmuşsun bu durumdan. Bizce aynen böyle devam et güzel insan. Hayatında fazlalığa senin gerçekten hiç ama hiç ihtiyacın yok!
Bu görüşe uyduğumu anladığım zaman derin derin düşündüm.
İki yüzlü, sana başka yakın arkadaşına başka konuşan tipler gerçekten tiksinçti.
Arkadaş olmak zaten belli yerlerde karşılaştığın ya da görüştüğün kişilerledir zaten.
Gerçekten hayatında yer edinen insanlar dosttur.
Erkeklerle dost olmak meselesinden bir güncelde bahsetmiştim. Bu konu çok nettir.
Kısaca özellikle ilkokul/ortaokul zamanı kızlar konusunda tam olarak böyle düşünüyorum. Bayat balık baştan kokar misali daha eğitim hayatımın başlarında öğrenmiştim yani muhattap olmamam gereken tiplerin hep etrafta olucağını...

  • Anımsamayı bırakmam gereken şeylere fazla takılıyorum.
"Geçmiş ardında bırakabildiğinde geçmiştir, sürekli anımsadığında değil."
  • Baba mevzusu benim için kilit bi konu. Hani böyle aile tablosu sahneleri olurya filmlerde. Ne biliyim işte anne yanında baba, aralarında sen. Yanındaki çerçeve de büyükler dedeler hanımı falan.
İnsan doğasında eksikliğini hissettiği, özel olduğunu düşündüğü şeylere karşı bir yönelim vardır.

___________________________________________________________________________________________________________

İsim ve Aura konusu;
Kristal: Göz alıcı ve kırılgan!
Senin adının altındaki gizli anlam resmen bir kristali çağrıştırıyor: Tıpkı onun gibi pas parlak, göz alıcı ve aynı zamanda bir o kadar da kırılgan! İnsanın adı karakteri üzerinde büyük etkilere sahiptir derler, bundan yola çıkarak seni şu şekilde tanımlayabiliriz: Dışarıdan bakıldığında son derece çekici, etkileyici ve güçlü görünüyorsun. Fakat seni çok iyi tanıyan insanlar biliyorlar ki içten içe oldukça hassas, duygusal ve kırılgansın. Ama bu kırılganlığını dışarıya çok göstermemek için zaman zaman kibirli davranabiliyorsun; bu kibri kendine bir savunma mekanizması olarak almışsın yani! Umarım hep işe yarar, çünkü senin hiçbir zaman kırılmanı istemeyiz.

Hassaslık konusu;
Sana biz kıyamayız ama... Sen aslında ne kadar da kırılgan, ne kadar da ince ve ne kadar da hassas bir insanmışsın. Şu an bile içinde ne fırtınalar kopuyordur kim bilir. Fakat tebrik ederiz çünkü bunu gerçekten çok güzel saklıyorsun. Dışarıdan gören senin içinde ne acılar çektiğini asla ama asla anlayamaz yani. Fakat bizden sana bir tavsiye; bunu içinde saklama, içine atma. Hissettiklerini göstermekte özgür ol! Böylece çok daha rahatlayacaksın, göreceksin! Hislerinden endişe duyma.

Altını çizdiğim o cümle çok doğru.
Bazen oluyo zihnime sığmıyorum.
Gerçekten düşünceler içinde kendimi hapseden bi hale bürünüyorum.



Şimdilik bu kadar sanırım...

Bi sonraki bi şeyler bi şeyler Günceli'ne kadar...




hadi eyvAllah.




Bismillah! yarın ve sonrası için,
Ömrüm ve 'sonrası' için...

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder