DİKKAT!
Aşağıdaki filmler ağlamayan/ kendini tutan biri olsanız dahi sizi derinden etkileyecek filmlerdir.
Ağlamak ve de bu gerçek hikâyeyle duygusallaşmak istemiyorsanız özellikle bir sonraki film önerisini izlemeyin.
_______________________________________________________________________________________________________________
#filmönerisi35
- Hachiko: A Dog's Story /Hachi: A Dog's Tale
Oyuncu/Rolü;
Richard Gere: Profesör Parker Wilson
Hikâye;
Gerçek bir hayat hikâyesi...
Tam 9 yıl boyunca sahibinin gelmesini bekledi. 8 Mart 1935'te, 11 yaşındayken metronun kapısında öldü. Tren istasyonuna heykeli dikildi. Çok sevdiği sahibiyle mezarları yan yanadır.
Bugün Shibuya İstasyonu'nun o kapısı Haçiko çıkışı olarak biliniyor ve Tokyo'nun en önemli buluşma merkezlerinden biridir. Her yıl Haçiko'nun ölüm yıldönümü olan 8 Mart gününde birçok hayvansever heykelin önünde buluşurlar.
*Japon Prof. Dr. Hidesaburo Ueno
*Bi gün olurda gerçekten görmem gerektiğini düşünür, ya da gezdiğim ülkeler arasına Japonya'yı da eklersem gidip göriyim diye not almıştım...
Japonya Tokyo Shibuya railroad (train) station
Film Profesör Parker Wilson’ın, tren istasyonunda bulduğu Japon kökenli meşhur Akita inu cinsi köpeği evine almasıyla başlar. Eşinin sert tepkilerine rağmen Profesörün köpekle aralarındaki bağ gün geçtikçe daha da sağlamlaşır. Kısa zamanda tüm aileye kendini sevdiren Hachi, Wilson ailesinin köpeği olur. Profesörü işe giderken her gün tren istasyonuna kadar yolcu eder ve döneceği saatte her zaman yerinde olup onu bekleyen bir yol arkadaşı olur.
Gerçek bir hayat hikâyesi...
Tam 9 yıl boyunca sahibinin gelmesini bekledi. 8 Mart 1935'te, 11 yaşındayken metronun kapısında öldü. Tren istasyonuna heykeli dikildi. Çok sevdiği sahibiyle mezarları yan yanadır.
Bugün Shibuya İstasyonu'nun o kapısı Haçiko çıkışı olarak biliniyor ve Tokyo'nun en önemli buluşma merkezlerinden biridir. Her yıl Haçiko'nun ölüm yıldönümü olan 8 Mart gününde birçok hayvansever heykelin önünde buluşurlar.
Hachikō - 忠犬ハチ公 |
*Japon Prof. Dr. Hidesaburo Ueno
*Bi gün olurda gerçekten görmem gerektiğini düşünür, ya da gezdiğim ülkeler arasına Japonya'yı da eklersem gidip göriyim diye not almıştım...
Japonya Tokyo Shibuya railroad (train) station
Ne ağladım ne ağladım ulan şu sahnede...
Kendimi durdurdum durdurdum en sonunda şu sahnede beynimi çığlık çığlığa bi hale getirene kadar ağladım.
Ne filmdi ulan...
Vay be.
*Benzer bir hikâye; Greyfriars Bobby
_______________________________________________________________________________________________________________
Sıradaki öneriler, Asa Butterfield hayranlığım dolayısıyla izlediğim filmlerdir.
Oyunculuğu gerçekten müthiştir, rol aldığı her yapım istisnasız kalitedir.
Önceki güncellerde bahsettiğim Merlin dizisinde de rol almıştı.
_______________________________________________________________________________________________________________
#filmönerisi36
- The Boy in the Striped Pyjamas - Çizgili Pijamalı Çocuk
Tür: Dram
Yapım yılı: 2008
Oyuncular/Rolleri;
Asa Butterfield: Bruno
Jack Scanlon: Shmuel
Vera Farmiga: Elsa
David Thewlis: Ralf
Hikâye;
2. Dünya Savaşı’nın kara günlerinde, arkadaş olmaya çalışan iki çocuğun hikayesi. 8 yaşındaki Bruno ailesiyle Berlin'den ayrılır ve Polonya'da yaşamaya başlar. Babasının işi için taşındıkları bu yerde bir de arkadaş edinir. Arkadaşı tellerin arkasında kalan bir Yahudi'dir. Bruno'nun yaşadığı yer, 1.5 milyon Yahudi'nin öldürüldüğü Auschwitz toplama ve yoketme kampının bitişiğindedir. Oğlunun tellerin ardında yaşananlarla ilgili gerçeği öğreniceğinden kaygılanan Bruno'nun annesiyse oğlunu bu ’’arkadaş’’lıktan korumaya çalışır.*John Boyne'un aynı adlı romanından uyarlama.
İzledikten sonra yazdıklarım;
*Sonu... Ölmesi... Bruno diye kulakta yankılanan bağırması... Annesinin dizlerinin üzerine çöküp kıyafetlerini eline alarak haykırarak ağlaması...
Düşüncelere sürükleyen, 'bana ne izlettiniz aq' dedirten, 'böyle film mi yapılır?! ciğerimizi yaktınız şerefsizler' diye bağırma isteği uyandıran bi film.
Verdiği his mi?
İnsanlıktan tiksinme, mutsuzluk, huzursuzluk, Allah cezamı mı verdi bu ney lan hislerini ayağa kaldıran bi film.
neyse.
_______________________________________________________________________________________________________________
#filmönerisi37
- A Brilliant Young Mind (X+Y)
Yapım Yılı: 2014
Oyuncu/Rolü;
Asa Butterfield: Nathan
Yönetmen: Morgan Matthews - Gerçek bir olaydan esinlenerek ortaya çıkardığı bir hikaye.
Yönetmen: Morgan Matthews - Gerçek bir olaydan esinlenerek ortaya çıkardığı bir hikaye.
Hikâye;
Nathan içine kapanık bir gençtir, annesi Julie'den geldiğinde dahi herhangi bir duygusal yakınlık anında kendini geri çeker. Sevgi kavramını anlamaya çalışır, kendini sadece matematikle başbaşa olduğu anlarda güvende hisseder. Özel öğretmeni Mr. Humphreys sayesinde, Uluslararası Matematik Olimpiyatı yarışmasında İngiltere'yi temsil edebileceğini keşfeder.
Nathan... "Kendi küçük dünyasına çekilmiştir. Eskiden değer verdikleri ... dahil olmak üzere kendisine yakın herkesi kendinden uzaklaştırmaktadır."
Başrol, yâni ana karakter, özellikle şu tanımla tamamiyle ben.
Gerçek anlamda filmi izlerken o yıllardaki kendimi izliyor gibi hissettim.
Bir damla göz yaşı... Bu sahnede kendime engel olmayıp ağlamıştım...
İzlemek için;
http://720pizle.com/detay/a-brilliant-young-mind.html
http://720pizle.com/detay/a-brilliant-young-mind.html
_______________________________________________________________________________________________________________
- Hugo
Yapım yılı: 2011
Oyuncular/Rolleri;
Asa Butterfield: Hugo Cabret
Chloë Grace Moretz: Isabella
Ben Kingsley: Papa Georges
Sacha Baron Cohen: Station inspector
Hikâye;
Hugo Cabret Paris tren istasyonunun duvarları arasında gizlice yaşayan ve saatlerin düzgün çalışmasından sorumlu olan kimsesiz bir çocuktur. Bir müze yangınında saat ustası babasını kaybeden Hugo, ondan yadigar kalan bir "automaton"u gizlice tamir etmeye çalışır. Bu arada Paris tren istasyonunun güvenlik görevlisinden sürekli saklanır, oyuncak dükkanı sahibi Bay Georges'tan (Méliés) çaktırmadan mekanik parça aşırır. Bir gün Georges'un manevi kızı Isabella ile tanışması Hugo'ya yeni bir dünyanın kapılarını daha açacaktır.*Brian Selznick’in "The Invention of Hugo Cabret" adlı çocuk romanından uyarlanan bir yapım.
Her sahnesi, her karesi rengarenk bir film.
Kısaca; Kocaman tebessümler saçmanıza sebep olan bi film.
- Miss Peregrine’s Home for Peculiar Children - Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları
Tür: Fantastik, Macera
Yapım yılı: 2016
Oyuncular/Rolleri;
Asa Butterfield: Jacob
Eva Green: Miss Peregrine
Ella Purnell: Emma
Terence Stamp: Abe
Hikâye;
Jacob ipuçlarını izleyerek gizemli bir adaya gider. Bu adada bir yetimhanenin/evin kalıntılarını bulur. İçini gezdikçe evde karşılaştığı kişilerin inanılmaz güçlere sahip olduğunu keşfeder ve onları kurtarmak ister.
Ransom Riggs'in romanından uyarlama.
Yönetmen: Tim Burton
Senaristi: Jane Goldman
Bu film hem oyuncu kadrosunun müthişliği/ olağanüstülüğüyle, hem de hikâyesinin fazlasıyla sıradışı ve ilgi çekici olmasıyla beğenimi kazandı.
_______________________________________________________________________________________________________________
#filmönerisi40
- Ender's Game - Uzay Oyunları
Tür: Bilimkurgu, Aksiyon
Yapım yılı: 2013
Oyuncular/Rolleri;
Asa Butterfield: Andrew Ender Wiggin
Hailee Steinfeld: Petra Arkanian
Abigail Breslin: Valentine Wiggin
Ben Kingsley: Mazer Rackham
Aramis Knight: Bean
Hikâye;
Ender's Game, 2070 yılında geçen, fütüristik bir film. Dünyaya yapılan bir 'alien' saldırısı sonrasında hayatta kalmak için savaşmaya başlayan insanlık, gezegenlerini ele geçirmeye çalışan 'Buggers' isimli yaratıklara karşı büyük bir mücadeleye girişirler. Görevinde başarılı olmaya çalışan insanoğlu, bu dünyadışı yaratıkları yok etmek için özel olarak çalışacak olan IF isimli seçkin bir ordu kurar. Hikayenin başkarakteri Andrew Ender Wiggin ise özel yeteneklere sahip bir çocuktur ve bazı çocuklar gibi o da gelecekte bugger'lara karşı savaşması için özel olarak eğitilir.
Orson Scott Card'ın romanından beyaz perdeye uyarlama.
Filmin senaryo ve yönetmen koltuğunda 2005 yılında çektiği 'Tsotsi' filmiyle 'Yabancı Dilde En İyi Film' Oscar'ını kazanan Gavin Hood bulunuyor.
Filmin sonu çok iyiydi. Gerçi film komple kalite ama sonu gerçekten çok iyi bitirilmişti. Üstelik effect konusunda inanılmaz bi iş çıkarmışlar, gerçekten etkileyici.
_______________________________________________________________________________________________________________
Şimdilik bu kadar...
Bir sonraki bi şeyler bi şeyler Güncel'ine kadar...
hadi eyvAllah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder