8 Eylül 2017 Cuma

Gecenin bi saati kafama yine sahip çıkamıyorum yazmam lazım ulan Günceli


Gecenin bi saati; uyuyabilenler... ve de ben.



anasını satıyım "normal" kelimesi aşırı derecede uzak. öyle uzakki şerefsizi bi yakalasam ebesine atlattırıcam ama bi köşeye kıstıramadım şerefsizi...
OF!


Sürekli kaçıyorum...

Önce tiksinç olduğunu anladığım insan olmasına bin şahit bulsa inanılmayacak mahluklar,
sonra o mahluklar bulunduğu için o ortamlardan,
beğenmediğim/ gönlüme sinmeyen her şeyden...

Kaçmayı alışkanlık haline getirdim aq

Kendime itiraf edemediğim/ inkâr ettiğim ne varsa yazıya döküyorum...
Sonra rahatlıyorum biraz...
Uyuyorum.
Sonra sabah bi bok olmamış gibi önceki zamana set çekip önüme bakıyorum.


Bu en iyi seçenek olarak göründü gözümü başladım ve öyle devam ettim belki de kim bilir...
Zihnimde o kadar çok set varki bazılarının varlığını dahi unutup yok ettim ardındakilerle beraber.
Bazılarını da öyle çok yeniledimki... kanlar aktı, kabuk bağladı, sonra tekrar kanadı... tekrar ve tekrar...



Sorun bu.

Biz sorunu çözmeyi istemedik.

Ne kendi vaktimi öldürmek, ne de kendime zararı az da olsa dokunacak hiçbi şeyi istemedim.
Zihnimde canıma tak ettirenleri bir bir kılıçtan geçirdim, tek tek parçalara ayırdım canını almadan... ama bir kez olsun çıkıpta demedimki ulan bana ne zararı dokunursa dokunsun... ben bunu kesmezsem kendi zihnimi ve geleceğimi kesip atmış olucam......

hassiktir.

Setin ardındaki kendimden sakladığım gerçeklerden biri.




Çok iyi hatırlıyorum.
İlkokulda bi çocuğu yakasından kaldırıp duvara vurmuştum. O sahne silinmedi zihnimden.
Çocuğu tek elimle yakasında kavrayıp duvara vurmuştum... Defalarca...  Nasıl bıraktığımı hatırlamıyorum...

Nedenini ben ve arkadaş grubumla ilgili dedikodu yaydığı olarak anımsıyodum...

Sonra bi ara geçmişten kalan komik anıların anlatıldığı bi ortamda annem anlattı.


Çocuğu tek eliyle kaldırıp duvara vurdu. Vurdu da vurdu. Elinden zor almışlar.
Hocasıyla konuştum...
Anneme şunları demiş; Kızın aşırı derecede sakin, uslu ve de akıllı bi öğrencim. Ama o gün çocuğu aldı aldı duvara vurdu. Elinden zor aldık. 
O sırada gözleri şaşkınlıktan kocaman olmuş kadının... 

Neyse işte demişki; saçlarına dokunmuş bi anda çok sinirlenmiş alıp yapıştırmış duvara.



Bu olay mesela benim için setten ziyade kilitli kapılar/ demir gibi sağlam kapalı duvarlar ardında.

Çünkü o çocuğa neden sinirlendim hatırlamıyorum...

Hani bazı anılar vardır parçalara ayrılmıştır, zamanla ana bölüm dışındakiler önemsiz gelmiştir ve zihin silmiştir ya. Bu da o anılardan...

Yani ben öyle düşünüyorum... Ya da kendime öyle inandırıyorum emin değilim...



Bazı sahneler dışında hiçbi şey hatırlamıyorum zaten.

Yaşadığım travmalardan olsa gerek.

Bu da inkar ettiğim ayrı bi mesele.



Çocukluktan kalan ne varsa sildim.
Belli belirsiz hatırlar çoğu insan...
Bir zamanlar bende hatırlıyordum... Ama bu ne zamandı, ne kadar önceydi emin değilim...


Geçen hafta ne yaptığımı bile çok zorlayarak hatırlarım muhtemelen... Zihnimde hiçbi şeyi tutmaya tahammülüm yok...





Bu arada...

Bir kuzgun ve çalışma masası neden benzer...

*Çünkü çalışma masasında kullandığım kağıda mürekkeple yazı yazabilmek için bir kuş tüyüne ihtiyacım olacaktır.............




uyumalıyı'm.

hadi eyvAllah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder